30 Ağustos 2009 Pazar

eşeğinsiki (ya ne olacağıdı?)

edward norton'un içinden brad pitt çıksa bizim de içimizden zik çıkar. eşeğin. şimdi emre(ucuz) dedi ki- bir şeyler dedi. şimdi evet. neydi? ben kıyafetlerim değilim, hmm, ben işim değilim? evet. ben işim değilim. işin değilsin tabi, eşeğinsikisin. mesela sigara satan elektronik mühendisisin (ifl ozan). bulaşık deterjanı satan kimya mühendisi (muhlis)? evet.

kesinlikle işleri değiller. mesela dinledikleri müzik olabilirler. ibo ve eric clapton belki? ya da belki siyasi görüşleridirler. oktay ekşi mesela? hmm. oldu bu. gerçek hayat benim dm'lik yeteneklerimi hep çok aşıyor, hakaret etmek konusunda kendimi oldukça başarılı da görürüm. ama işte, yukarıdakiyle hakarette de yarışılmıyor. adamı eşeğinsiki yapmış, bana diyecek bir şey kalmamış.

ya da kalmış. nereden baksan bir derviş sayılırım. eşeğinsiki dervişhanesinden iki ölçek buğday almaya gelseniz. eğri sik bile giremez. benden sonraki şeyhiniz yucuz emre. hem benim adım da emre sayılır, tarhin bu tekerrürü gözlerimi yaşarttı. şiir yaz lan! benden taktuk diye bahset.

ben büyüdüm, mutlu ve tatmin edici bir hayat sürüyorum. ama işimi karıştırmayın. günümün uyumaktan arta kalan zamanı 16 saat mi? bunun 10 saati belki işimle ilgili. ama yooo, ben işim değilim. okuduğum kitaplarım mesela. beni karı kız meselelerimle anın. ben de öyle anırayım. ben kimim cancağızım? eşeğinsikisin tabi.

ah be emre, ne yaptın gene? bana bu "şey"lerin varlığını hatırlatıyorsun, acı çekiyorum. ben eski ben değilim ki genelleştireyim de rahatlayalım. sen ozan diyorsun, ben o zikin ucuna yapışıp taşakları sende buluyorum. e ama bulmak istemiyorum. ruşen çakır bizi döküldüğümüz kalıptan çıkarmıyor ki!

ama neden farkettiriyorsun? herkesi gözüktüğü gibi seviyordum ben, şimdi ortalık malafat doldu.

şimdi bana yardım edin, kendinizi eşeğinsiki olarak tanıtın. baştan bir deneyelim.